İnsanlar neden birbirlerine yalan söyler?

21:25:00 0 Comments A+ a-



Birazcık,çok değil inanın ki sadece birazcık dürüst olabilseydiniz KEŞKE... Neden olduğunuz gibi davranmıyorsunuz hiç anlamıyorum. İnsanları yalanlarınızla ya da söylemediğiniz sırlarınızla üzüyorsunuz. Şok etkisi yaratmaya hiç lüzum yok bence haksız mıyım? Yalan söyleyerek insanların kafasında daha iyi bir birey olmuyorsunuz aksine bu yalan ortaya çıktığı zaman eksilere düşüyorsunuz. Bir kez daha güven denilen şeyi azaltıyorsunuz ya da ortadan kaldırıyorsunuz. Daha kendinize bile dürüst olmaya korkarken lütfen yaklaşmayın saf ve temiz duygularla size inanmaya çalışan insanlara...

O his...

23:05:00 0 Comments A+ a-

Nasıl tanımlayacağımı ya da nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Bir şekilde istemsiz olarak bana çekici gelen o tehlikeli şeyi çağırıyorum sanki.Evet hissediyorum, o şey bana doğru yaklaştıkça sonunda çok üzüleceğim gibime geliyor...Tehlikeli şeyler insanlara çok cazip gelir ve sonunda bu çekime kapılan insanlar çok üzülür. Bu çekime kapılmak istemiyorum.Şu sıralar adım atmaktan korkar gibiyim. Aslında kendimi geri çekmemin sebebi "Canımın daha fazla yanmasını istemiyor oluşum". Artık hayatımda güzel şeyler olmasını istiyorum. Acı çekmemek istiyorum. İnsanlara güvenmek istiyorum. Hayal kırıklığı yaşamamak istiyorum. Hep bir şeyler istiyorum ama istediklerimin olmayışı da beni üzüyor. Ve hayattan sürekli bir şeyler beklemek insanı yoruyor. Doğrusu bundan sonrası için ne yapacağımı bilmiyorum. Karşıma çıkan zorluklardan kaçma gibi bir niyetim de yok çünkü bu lüksü kendimde bulamıyorum. Bazen diyorum keşke birazcık umursamaz birisi olsaydım, işte o zaman daha kolay olurdu benim için.Umursamazlığı engelleyen şey ise kendi vicdanımızdır. Şu vicdan denilen şey gerçekten bambaşka bir şey. Sen uyumak için yastığa kafanı koyduğun zaman vicdan denilen duygu uyanıyor ve seni uyutmuyor.


Tristan & Isolde

22:44:00 0 Comments A+ a-

Benim için en iyi aşk filmi tartışmasız Tristan & Isolde'dur. Yıllar önce izleyip de fena etkisinde kaldığım, "Vay be aşka bak" dedirten bir filmdir.


Filmin aynı zamanda tarihi olması benim için çok önemliydi. Belki de bu yüzden bu film beni çok etkiledi. Çünkü AŞK eski zamanlarda daha kıymetliydi. Filmde aşk için kan ve ter döküldüğünü görmek benim hoşuma gidiyor.Doğrusunu söylemek gerekirse kolay elde edilen şeyler kıymet bilmez.

James Franco

Hayranlıkla izledim oyunculuğunu, çok başarılıydı. Zaten kendisini Spiderman serisinden tanıyorsunuzdur. Diğer başrol oyuncumuza gelecek olursak...

Sophia Myles

İlk bu filmde tanıdım Sophia'yı. Oyunculuğu ve güzelliğiyle beni resmen büyüledi. Daha sonra Moonlight , Doctor Who gibi dizilerde yer alarak daha çok karşımıza çıktı.


Filmin Fragmanı


Filmi kesinlikle tavsiye ediyorum. ^_^

Yalnızın dostu

19:45:00 0 Comments A+ a-

Eveet hep dizilerden filmlerden konuşmak olmaz değil mi? Niye hiç kitaplardan konuşmadığımı anlamış değilim. Karşınızda tam bir kitap hastası duruyor aslında :D Size son zamanlarda bana eşlik eden kitaplardan bahsetmek istiyorum.




Kitabın tanıtımından ve her yerde paylaşılan alıntılarından etkilenerek bu kitabı aldım büyük bir heyecanla. Doğrusunu söylemek gerekirse ilk başladığımda olaylar biraz karmaşık gelmişti bir başından bir ortasından devam ediyordu gidişatı bu yüzden alışık olmadığım bir tarzda yazmıştı bunu Kahraman Tazeoğlu. Benim de huyum şudur ki bir kitaba başladığım zaman sonunu mutlaka getiririm ve ASLA yarıda bırakmam :) Belki bu kitabı depresyondayken okusaydım beni daha çok etkilerdi ama etkilenmedim demiyorum sadece ruh halim fazla neşeliydi bu kitaba başlarken :) Sonuna geldiğimde ise gerçekten bilgilendiğimi hissettim. Kahraman Tazeoğlu hayata biraz daha farklı bakmamı sağlayıp bakış açımı değiştirdi. Kitapta geçen o şairane sözlere hayran kalmamak elde değildi. Sevdiğim bir kaç sözü kitaptan alıntı yaparak paylaşmak istiyorum.

"Seni özlemenin tadı da bir başka ama sen yine de özletme."

"Ben zenginlerden değil, sonradan görmelerden hoşlanmıyorum. Paraları çoğalsa da karakterleri hep fakir kalır."

"Kötü bir son, sonsuz bir umutsuzluktan daha iyidir."

“Hangi anıyı silerek başlar insan unutmaya? En acı olanı mı yoksa unutması en kolay olanı mı?”

"Bugün seni düşünmeden yaşayabilmeyi başardığım ilk gün. Hadi topla seni benden. Kalbim seni uğurluyor. Al bu yara sende kalsın. Artık beni acıtmıyor."

“Şunu bir kez daha anlıyorum ki aşk yeni bir şey öğretmiyor; bilinenin üzerinden tekrar geçiriyor ama sonuç her seferinde bAŞKa çıkıyor.”

Bazı yaralar sardıkça kanar



İzlenmesi gereken uzak doğu dizileri part-2

14:58:00 0 Comments A+ a-

Pinocchio




Konusu: Başrol kadın karakteri Choi In Ha (Park Shin Hye) Pinokyo Sendromu olan bir muhabirdir. Ne zaman yalan söylemeye başlasa kendisini hıçkırık tutmaktadır. Yerel bir gazetede muhabirlik yapmaya başlayan, gerçeğin peşinden koşan 20li yaşlardaki bir grup gencin aşklarını, başarısızlıklarının yanı sıra gelişmelerini anlatmaktadır. 

Yazar Yorumu: Dizi gerçekten çok heyecanlıydı ve keyifle izledim. Her bölümün sonu geldiğinde "Acaba diğer bölümde ne olacak?" diye merak uyandırmasından dolayı bilgisayar başından kalkamamıştım. Aslında bu dizi önceden karşıma çıkmıştı. Konusu okuyup sıkılmıştım ve izlememiştim ama izledikten sonra keşke önceden izleseymişim dedim. Kısacası izlemediyseniz elinizi çabuk tutun derim :)

Empress Ki



Konusu: Goryeo'lu bir Nyang'ın Yuan'da Kraliçe olmasını,yaşadığı zorlukları ve büyük aşkını konu almaktadır.

Yazar Yorumu: Dizi 51 bölümden oluştuğu için ilk başta gözüm korkmuştu bitiremeyeceğimi düşünmüştüm. Ama başrol karakterleri çok başarılı oyuncular oldukları için oynadıkları dizinin kötü bir dizi olacağını düşünmediğimden izlemeye başladım. Koreliler tarihi bir dizi çektikleri zaman hep beni hayran bırakmıştır. Tarihlerini gerçekten çok güzel anlatıyorlar ve izleyiciyi çekmeyi başarıyorlar. Dizinin hangi ara bittiğini bile anlamayacaksınız çünkü çok sürükleyici bir diziydi. Şiddetle öneririm :)

Kill Me Heal Me




Konusu: Ji Sung dizide, varlıklı bir aileye sahip zengin bir işadamı olan Cha Do-Hyun karakterini canlandırmaktadır. Onun karakteri, çocukluğunda geçirdiği bir travma sonucunda, Dissosiyatif kimlik bozukluğu hastalığından muzdarip olur ve kendi öz kişiliği dahil 7 farklı kişiliğe sahiptir.

Yazar Yorumu: Diziyi izlerken Ji Sung'un oyunculuğuna hayran kalmamak elde değildi gerçekten. Ji Sung bu diziyle bence kendisini aştı diyebilirim. Hem güldüm hem duygulandım gerçekten çok güzel bir diziydi. Senaryo olsun oyunculuk olsun tamamen etkiledi beni. Ji Sung'un canlandırdığı karakterlerden Shin Se Gi'den gözümü alamadım harika bir karakterdi. Ayrıca Yo Na da çok güldürdü beni :)


Sadece bir refleks

23:09:00 0 Comments A+ a-

Ben iyiyim. Sorduğunuz için teşekkür ederim. Ama bu sadece bir refleksti. Acaba gerçekten iyi miyim? Yine bir zorlu dönemden geçiyorum. İç çekişlerimin sonunun gelmediği zorlu bir gece bu gece. Her şey tam bitti derken yeniden sınanıyorum. Bazen kafamdaki seslere sağır olasım geliyor. Ben geçmişimi sildim ve bir daha geri dönüp bakasım yok.Bu yüzden artık uğraşacak şeyler kalmadığından bana uğraşmam için yeni sorunlar önüme konuyor. Bitmiyor asla da bitmeyecek! Bu sorunların ardı arkası yok ve daha fazla yazacak gücüm de yok anlaşılan bugün.

Amaç

19:39:00 0 Comments A+ a-

Bir amaç bul kendine. O amacı takip et ve o amaç uğruna elinden ne geliyorsa yap ki hak edesin. Kalk ve kendin için bir şey yap. Zaman seni beklemeyecek. Umudunu yitirdin ve her şey de başarısız oldun diyelim. Pes etme! Tak kulaklığını en sevdiğin müziği aç ve bu başarısızlığını kutla. Neden başarısızlığı kutlar ki bir insan diye düşünme çünkü tecrübe kazanmış oldun sen bu yüzden kutlayacaksın :) Bu sefer aynı hataları yapmayacağından emin ol. Amacına ulaşırken insanları kırmamaya özen göster.


Jenga

22:33:00 0 Comments A+ a-

Yaşadığımız bu hayatı ve kendimiz için kurduğumuz bu düzeni Jenga Oyunu'na benzetiyorum. Eğer dikkatli oynarsanız taşlar düşmez ve oyun kaldığı yerden devam eder. Ama küçücük bir hata yaparsanız taşları devirirsiniz. Aslında bu kadar kolay bitmesinin sebebi oyunun ilk başlarında o taşları düzgün koyamamış olmanızdan kaynaklıdır. Her şeyin bir sonu olduğu gibi bu oyununda bir sonu var tabi. Önemli olan sizin bu oyundaki skorunuzdur. Ya diğer insanları geçmek istemenizden ya da kendinizi denemek istediğinizden bunu yapmak zorundasınızdır. Bunları yazarken aklıma bir şey takıldı ve bu yazdıklarımı en baştan okudum. Temeli sağlam olan bir Jenga'yı da devirebilirsiniz. Çünkü biz insanız. Sürekli hata yaparız en olmadık zamanda ve sonuçlarına katlanmak istemediğimiz için kaçarız. Geri dönüp yeni bir başlangıç yapmak aklımıza gelmez. Aslında gelir ama uğraşmak istemeyiz. O yere düşen taşları toplamak bize zor gelir.


Çözülemeyen düğüm

22:20:00 0 Comments A+ a-

Sürekli uyumak istiyorum ama kafamı yastığa koyduğum zaman uykum kaçıyor ve düşünceler beynimi kemiriyor. Gecenin karanlığı yalnızlığımı daha çok hissettiriyor olsa da bu karanlığı seviyorum. Çünkü bu karanlık üzüldüğüm ve ağladığım zaman beni ele vermiyor. Sanki kusurlarımı kapatıyormuş gibi hissediyorum. Kendimi bu yüzden güvende hissetmemi sağlıyor. Bedenim zar zor kendini uykuya teslim ederken birden alarm sesiyle gözlerimi açmaya çalışıyorum ve yine monoton hayatımı yaşamaya devam ediyorum... Beni mutlu eden tek şey müzik. Müzik dinlemek ruhumu dinlendiriyor. İçimden gelen dile dökülmemiş şeyleri dinlediğim şarkılarda buluyorum. Bazen kendime sorduğum soruların cevapları yazdığım yazıların içindeymiş gibi geliyor ama bulamıyorum. Yapbozun parçaları tamamlanmıyormuş gibi. Bu hayatı hep gibi gibi yaşıyorum sanki.
Nefes alamıyorum. Yüzüm,ellerim ve ayaklarım uyuşmaya başlıyor. Dizlerimdeki hakimiyeti kaybedip olduğum yere çömeliyorum. Beni ayakta tutan o gücü kaybediyorum ve gözyaşlarım beni esir alıyor. Aslında kendimi bir süredir ağlatmaya çalışıyordum belki rahatlarım diye. Hatta bir sürü dram filmi izlemeye başlamıştım. Ama beni ağlatmaya yetmemişti. Canımı sıkan bir sürü şey var aslında. Hangisinden başlasam bilemiyorum. Galiba en büyük problemim de bu. Sürekli depresyondaymışım gibi takılıp duruyorum ve tuhaf parçalar dinliyorum.