
İntihar odası
01:53:00 by saskingumi 0 Comments A+ a-
Eveet gelelim filmimizin tanıtımına. Filmi dün izledim. Eğer bu filmde kendinizden bir parça görüyorsanız psikolojinizin bozulma ihtimali yüksek. Tabi baştan sona kendimi gördüğüm söylenemez çoğu yeri benim aklıma ve mantığıma uymadı. Neyse gelelim Dominik'e (İsmi çok tuhaf dimi)
Filmin konusu
Dominik normal bir lise öğrencisidir. Birçok arkadaşı, güzel bir kız arkadaşı ve zengin bir ailesi vardır. Ama bir gün arkadaşlarından birinin masum bir öpücüğüne kapılır ve hayat onun için bambaşka bir hal alır. İntihar Odası'ndan haberdar olmasıyla birlikte Dominik'in zamanla bilgisayarın başında geçirdiği süre artar. Yavaş yavaş arkadaşlarını ve çevresini kaybetmeye başlamıştır.
Çocuğumuz normal hayatından sorunlu, psikopat, asosyal bir genç haline dönüşüyor. İnternetin günümüz gençlerinde ne kadar kötü bir etki yarattığını anlatan en iyi filmlerden biri diye düşünüyorum bence bu filmleri ailelerin izlemesi gerekiyor. Kendi çocuklarına vakit ayıramayan ebeveynler yüzünden gençler internete kapılıp gitmiş durumda. Orada kendilerine ayrı bir dünya kuruyorlar ve mutlu olduklarını sanıyorlar halbuki dışarıya açılıp gerçekleri görmeleri gerek. Filmi ilk başta izlerken klasik ergen filmi diye düşünmüştüm ama filmin sonunda donup kalıyorsunuz. Filmin etkisi öyle aniden olmuyor "Aman bu ne ya" diyorsunuz ama diğer gün aklınızın bir köşesinde kalıyor. Filmi sürekli hatırlıyorsunuz. İzlediğim en değişik filmlerden biriydi.
Aile sorunsalı
14:21:00 by saskingumi 0 Comments A+ a-
Bizi düşünmüyorlar ne yazık ki. Hele anne baba ayrıysa o daha da zor, kavgaları biter sanırsınız ama o kavgalar asla bitmez. Zamanı geriye almak istersiniz. Susarsınız. Sadece susmak istersiniz. Dışarısı zaten gürültülü değil mi? Kendi sesinizi bile duymak istemezsiniz. Bu sorunlar seni duygusuz-ruhsuz bir manyağa dönüştürür. Ailenizle olan diyaloglarınız git gide kısalır. Duymak istemediğimiz için onları dinlememeye başlarız. Çünkü işin sonu hep bir bağırışla biter.
-Beni duymamazlıktan gelme !
-Bu huyundan nefret ediyorum !
-Biraz kılını kıpırdat !
Üzgünüm. Ben sizin gürültünüzü duymak istemezken artık alışkanlık haline geldi şimdi de aynı şekilde devam edeceğim. Oluşturduğunuz soğuk kişilikten bu kadar nefret etmeyin. Sonuçta siz böyle istediniz.
Hayaller mi ? Gerçekler mi ?
15:32:00 by saskingumi 0 Comments A+ a-
Sizce bir insan hayallerinin peşinden mi gitmeli yoksa daha gerçekçi davranıp kendi imkanlarının el verdiği şeyi mi yapmalı ? Eğer bana soracak olursanız ikisi de bazı yönlerden bana mantıklı geliyor. Tabi ikisinden birisi benim için daha çok ağır basıyor o da hayaller...
Çok geçmeden hayallerin gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Yaşlandıkça sorumluluklarımız artıyor. Omzunuzda fazla yük yokken o hayali gerçekleştirin derim. Düşünsenize evlenmişsiniz, çocuğunuz olmuş ve sen kalkıp kocana/karına "Ben hayallerimi gerçekleştirip geliyorum" diyorsunuz. Bence bu çok sorumsuzca bir davranış olur. Bir de tek bir hayale takılıp kalmanın da dezavantajları var. Sen o hayal için çabalayıp duruyorsun ama o hayalini gerçekleştirdiğin için artık hayal olarak kalmıyor ve boşlukta hissediyorsunuz amacınız yokmuş gibi. O yüzden birden çok hayaliniz olsun ve bunu yaşamınızın sonuna kadar yayın derim ;)
Amaçsız olmak...
20:13:00 by saskingumi 0 Comments A+ a-
Güçlü kalın bunu başabilirsiniz sadece kendinize inanın !
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Gönderiler
-
-ROOMMATE- Aslında bildiğiniz BBG evi gibi bir şey. Ama bu versiyonu çok hoş. Şu an 2.sezondayım ve 1.sezona göre çok daha eğlenceli ...
-
O kadar çok ki hangisinden başlayacağımı bilemediğimden kategorilere ayırmaya karar verdim. ^_^ Gerçek Ve Yaşanmış Hikayeleri Konu Alan Di...
-
Şu an Kore'de yayınlanan bir tartışma programıdır.11 farklı ülke temsilcisi her hafta gelip gündem konularını tartışıyorlar. Bizim ...
-
KONUSU 17 yaşındaki Tae Woong bir matematik dahisidir, daha sonra kendisini sevecek iki insanla tanışır. Biri en iyi arkadaşı diğeri se...
-
Her sene rutin olarak cildiyenin yolunu tutmuş biri olarak sivilcelerim ve bıraktığı izlerden 9 senedir bir sonuç alamayışım yüzünden t...
-
Dram denilince benim aklıma ilk Güney Kore geliyor. Seyirciyi etkileme konusunda cidden çok başarılı buluyorum ben Güney Korelileri.Şimdi si...
-
Eveet gelelim filmimizin tanıtımına. Filmi dün izledim. Eğer bu filmde kendinizden bir parça görüyorsanız psikolojinizin bozulma ihtimali y...
-
W (10/10) Konusu: Süper zengin ve “ W ” isimli webtoondan bir karakter olan Kang Chul (Lee Jong Suk) ile gerçek dünyada bir cerrah o...
-
OH MY VENUS (10/8) Konusu: Kim Young Ho(So Ji Sub) dünyaca ünlü kişisel antrönör ve zengin bir aileden gelmiş çocukluğunda da sak...
-
Tecrübelerimden olsa gerek, şıp diye anlaşılıyor bu insancıklar ve özellikle de beni buluyor. Mıknatıs falan mı yuttum da bu insancıkları...
Toplam Görüntüleme Sayısı
Hakkımda
Blog Arşivi
-
►
2022
(
1
)
- ► Haziran 2022 ( 1 )
-
►
2016
(
11
)
- ► Kasım 2016 ( 3 )
- ► Eylül 2016 ( 1 )
- ► Ağustos 2016 ( 1 )
- ► Temmuz 2016 ( 1 )
- ► Haziran 2016 ( 1 )
- ► Şubat 2016 ( 3 )
-
►
2015
(
9
)
- ► Kasım 2015 ( 1 )
- ► Ağustos 2015 ( 1 )
- ► Temmuz 2015 ( 4 )
- ► Şubat 2015 ( 2 )
-
▼
2014
(
35
)
- ► Kasım 2014 ( 2 )
- ▼ Eylül 2014 ( 7 )
- ► Ağustos 2014 ( 17 )
İzleyiciler
Blogu nasıl buldunuz?
Translate
Alıntı
En güzel deniz:
Henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk:
Henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
Henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
Henüz söylememiş olduğum sözdür...
-Nazım Hikmet Ran
Gizem Akin. Blogger tarafından desteklenmektedir.