Yapım Yılı 2016 Olan ve Kesinlikle İzlenilmesi Gereken Kore Dizileri Part-2

14:45:00 0 Comments A+ a-

W (10/10)

Konusu: Süper zengin ve “W” isimli webtoondan bir karakter olan Kang Chul (Lee Jong Suk) ile gerçek dünyada bir cerrah olan Oh Yeon Joo (Han Hyo Joo) arasında yer alan aşk hikayesi anlatılmaktadır.

Bölüm Sayısı: 16

Benim Yorumum: Şu zamana kadar bir sürü kore dizisi izlemiş birisi olarak şunu çok rahatlıkla diyebilirim ki "Ben hayatımda böyle bir kurgu görmedim!" 
Bu diziyi izledikten sonra senaristler çıldırmış olmalı diye düşündüm. Hayal gücümün çok ötesindeydi. En önemlisi gidişatını tahmin edemediğim için deli gibi meraktan çatlıyordum. İlk defa bir kore dizisinden bu kadar haz aldım. İzlemediyseniz eğer hemen başlamalısınız!!!


LOVE IN THE MOONLIGHT (10/9)

Konusu: Hong Ra-On, erkek kılığına girerek kadın olduğunu gizler ve erkeklere kadınlarla olan ilişkileri hakkında öğütler verir. Bir müşterisi için yazdığı bir aşk mektubunun aracılığıyla Veliaht Prens Hyomyeong ile karşılaşır. Hong Ra-On, ne onun Veliaht Prens Hyomyeong olduğundan ne de Veliaht Prens Hyomyeong, Hong Ra-On’ın bir kadın olduğundan habersizdir. Veliaht Prens Hyomyeong, Hong Ra-On’a karşı ilgi duymaya başlar. 

Bölüm Sayısı: 18


Benim Yorumum: Her ne kadar bilindik bir kurgusu olsa da izlemekten gayet keyif aldım. Ayrıca başrollerin uyumu çok hoştu. Romantik-Tarihi dizileri siz de izlemeyi seviyorsanız bunu da çok seveceğinize eminim.




BEAUTİFUL GONG SHIM (10/8)



Konusu: Dizi 2 kız kardeş ve 2 üvey erkek kardeşin hikayesi etrafında dönmektedir. Seo Hyo-Rim Min ah'ın ablasıdır. Çok güzel bir vücuda ve yüze sahiptir. Küçük kardeşi Min ah ise onun gibi güzel bir yüze sahip değildir lakin çok sıcak bir kalbi vardır. Üvey erkek kardeşlerden Nam Goong-Min çatı katında mütevazi bir yaşam sürerken diğer kardeş On Joo-Wan zengin bir aileye sahiptir.

Bölüm Sayısı: 20

Benim Yorumum: Nam Goong-min'in oyunculuğunu hep çok beğenmişimdir. zaten Bu dizide de karakterinin altından başarıyla kalktığını düşünüyorum. Güzel bir romantik-komediydi. Tavsiye ediyorum.



JEALOUSY INCARNATE (10/9)



Konusu: Bir tv kanalında rekabet ve kıskançlıklar çalışanların yakasını asla bırakmaz, herkes kendi çıkarı için çalışır. Gong Hyo Jin ise mütevazi bir meteoroloji uzmanı olarak hava tahminleri yapmaktadır. Saygın bir kanalda iş sahibidir fakat günden güne kendisini çevreleyen kıskançlık ve rekabet ortamından rahatsız olmaktadır. Tüm bunların yanı sıra Gong Hyo Jin kanalın yüzü, yıldız haber sunucusu Jo Jung Suk'a aşık olacaktır. 

Bölüm Sayısı: 24

Benim Yorumum:  Bir dizide Gong Hyo Jin varsa zaten o dizinin kötü olması saçma olur. Bu kadının oynadığı tüm diziler çok güzel oluyor. Diğer başrolü canlandıran Jo Jung Suk'u Oh My Ghost dizisinde tanımış ve çok sevmiştim. Eğer izlemediyseniz o diziyi de izlemenizi tavsiye ederim. Diziyi genel olarak başarılı buldum. Bazen beni kahkahalara boğdu bazen de ağlattı. Sizin de beğeneceğinizi düşünüyorum.




ANOTHER MİSS OH (10/9)


Konusu: Oh Hae Young ortalama güzellikte ve zekada ayrıca sakar biridir. Liseden beri sürekli kendisinden daha popüler daha yetenekli ve zeki olan diğer Oh Hae Young'un gölgesinde yaşamıştır. İşin en ilginç kısmı ise liseden mezun olduktan sonra da aynı şirkette Müdür Yardımcısı ve Ekip Yöneticisi olarak çalışmaya başlamışlardır. Eric Moon ise bu iki kadın arasında acayip ilginç bir kadere sahiptir. Eğlence sektöründe en iyi ses yönetmeni ve  yaptığı işte aşırı mükemmelliyetçi olan Eric Moon bir gün aniden geleceği görme yeteneği kazanır. Ve Eric Moon bu iki kadının hayatına girerek bir yandan kendisini çözmeye çalışacaktır.

Bölüm Sayısı: 18

Benim Yorumum: Bu dizi bende çok farklı duygular uyandırdı. Merak, sevinç, üzüntü... Hepsi dizide çok güzel bir şekilde harmanlanmış. Ayrıca yan karakterlere ayrı bir sempati duyacaksınız. Çok tatlı karakterler var bu dizide. İzlemenizi tavsiye ederim.



MOON LOVERS (10/10)

Konusu: Dizi, güneş tutulması sırasında Goryeo Hanedanlığı zamanına geri giden ve orada diğer insanların korkudan önünde titrediği Wang So’ya aşık olan bir kızın öyküsünü anlatmaktadır.

Bölüm Sayısı: 20

Benim Yorumum: Nereden başlasam bilemiyorum. Tarihi dizilerin bende çok ayrı bir yeri vardır. O zamanlardaki aşkın saf hallerini görmek benim kalbime dokunuyor. Bu diziye özel ayrı bir yazı yazmıştım okumak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz. Dizideki OSTlara da bakmadan geçmeyin derim.





Yapım Yılı 2016 Olan ve Kesinlikle İzlenilmesi Gereken Kore Dizileri Part-1

18:23:00 0 Comments A+ a-

OH MY VENUS (10/8)


Konusu: Kim Young Ho(So Ji Sub) dünyaca ünlü kişisel antrönör ve zengin bir aileden gelmiş çocukluğunda da sakatlık geçirmiş acı bir geçmişe sahip bir adamdır .Kang Joo Eun (Shin Min Ah) ise bir zamanlar güzelliğiyle baş döndüren biriyken avukat olmuş ve kilo alarak eski cazibesini ve güzelliğini yitirmiş bir kadındır ve bu yüzden sevgilisi tarafından terk edilmiştir.Bir gün bu iki insanın yolları kesişir ve gelişen olaylar sonucunda Kim Young Ho, Kang Joo Eun'un kişisel antrenörü olur.Bu sırada birbirlerine aşık olacaklardır. 

Bölüm Sayısı: 16

Benim Yorumum: Shin Min Ah ve So Ji Sub ikilisini beraber görmek benim için çok güzeldi. Çünkü ikisinin güzel bir uyum yakaladıklarını düşünüyorum. Pamuk şeker tadında bir diziydi. (Bu dizi sırf Shin Min Ah'ın gamzeleri için bile izlenebilir ^_^)



CHEESE IN THE TRAP (10/8)


Konusu: Park Hae Jin iyi notlar alan okulun gözdesi ve nazik bir öğrencidir. Aynı zamanda onun görünmeyen, gizlediği karanlık bir yüzü daha vardır. Kim Gon Eun ise tipik bir üniversite öğrencisidir. Ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için part-time işlerde çalışarak okumaktadır. Park Hae Jin ile tanıştıktan sonra kişiliği bambaşka bir hal alacaktır.

Bölüm Sayısı: 16

Benim Yorumum: Çoğu kişi dizinin sonunu beğenmese de bana göre tam da olması gerektiği gibi bitti. Çünkü ana karakterin dengesiz bir tarafı olduğu için sonununda biraz dengesiz olmasını bekliyordum ve beklentimi karşıladığını düşünüyorum. Ayrıca başrol kızımızı da pek bir sevdim. İlk başlarda ısınmam gibi gelmişti ama kendini sevdirdi. O bayık bakışları bile tatlı gelmeye başladı :) Yan karakterlere gelecek olursak zaten tanıdığım oyuncular olduğu için izlemekten zevk aldım. 


MOORIM SCHOOL (10/7)

Konusu: Moorim Okulu yalnızca yüksek akademik puanlara odaklanmış bir okul değildir. Bu okulda, öğrencilere dürüstlük, inanç, özveri ve iletişim de dahil olmak üzere erdemli bir insan olmayı öğretmektedirler. Okulda bulunan öğretmenler ve öğrenciler farklı ülkelerden gelmişlerdir ve her birinin kendi hikayesi vardır.

Bölüm Sayısı: 16

Benim Yorumum: Hafiften Dream High'ı anımsatan bir diziydi. Fantastik türünü seviyorsanız bu diziyi de seveceksinizdir bence. 



MADAME ANTOINE (10/7)


Konusu: Han Ye Seul Madame Antoine  rumuzuyla tanınan ünlü bir falcıdır. Madam Antonie ile ruhi bir bağlantı içerisinde olduğunu söylese de bu aslında bir yalandır. İnsanların hayatı hakkındaki bilgileri ruhi bir bağlantı sayesinde değil, güçlü sezgi ve zekası sayesinde tahmin edebilmektedir. Hayali ise filmlerdeki romantik bir aşk yaşamaktır. Sung Joon ise bir psikoterapisttir. Aşkın var olduğunu ispat etmeye dayanan psikolojik bir deney yürütmektedir. Han Ye Seul'da bu deneyde denek olarak yer almaktadır. Ve tesadüf ki; bu psikoterapi merkezinin ismi de Mademe Antonie'dir.

Bölüm Sayısı: 16

Benim Yorumum: Başrol oğlana bir türlü ısınamasam da başrol kızımızın tatlılığı sayesinde diziye devam edebildim. Genel olarak hoş bir diziydi. Konu bakımından da diğer dizilerden farklıydı.



DESCENDANTS OF THE SUN (10/10)


Konusu: Song Joong Ki BM'ye bağlı bir yüzbaşıdır. Song Hye Kyo ise özel bir hastanede profesör ünvanı kazanmak için çok sıkı çalışan bir cerrahtır. İkilinin yolu hastanede bazı yanlış anlaşılmalarla beraber kesişir. Randevuya çıkmak için bir kaç kez denemede bulunsalar da Bm'ye bağlı özel bir birliğin başında olan Song Joong Ki'nin son andaki acil durum çağrıları yüzünden sonuca varamazlar. Ama ikilinin hikayesi burada bitmemiştir, kader onları aynı karargahta karşılaştıracaktır.

Bölüm Sayısı: 16

Benim Yorumum: Yıla damga vuran dizilerden bir tanesidir. Her bölümünü iple çektiğim, heyecanlandığım ve favori ilk 10 kore dizi listeme rahatlıkla girebileceğini düşündüğüm bir dizidir. Özellikle kaza,deprem ve çatışma gibi sahnelerin bu kadar gerçekçi olması, ağzımı açıkta bırakarak izlememi sağladı. İzlemeyen çok şey kaçırır benden söylemesi. ^_^  



Devamı gelecektir....

Scarlet Heart Ryeo : Moon Lovers

23:48:00 0 Comments A+ a-



KONUSU

Dizi, güneş tutulması sırasında Goryeo Hanedanlığı zamanına geri giden bir genç kızı anlatmaktadır. Kızımız orada diğer insanların korkudan önünde titrediği Wang So'ya (Lee Joon Ki) aşık olur.

OYUNCULAR




YORUMUM (10/9)

Bir taht için gelinen noktalar ve o noktaların getirdiği sonuçlar...
Öncelikle senaristi tebrik etmek istiyorum. Sonu diğer diziler gibi klişe bir kurguya bağlanıp bitecek diye çok korkuyordum. Neyse ki farklı bir son görebilmiş olduk.

Çaresizliği,aşkı,hırsı.. kısacası tüm duyguları ben bu dizide hissedebildim. Kesinlikle izlemelisiniz tavsiye ediyorum.

Benim daha önceden paylaştığım bir en listesi vardı. Bu dizinin daha önceden hazırlamış olduğum listeye çok rahat girebileceğini düşünüyorum. Lakin oraya eklemeye üşendiğimden diğer dizileri de görmeniz açısından linkini şuraya bırakıyorum.
İzlenmesi gereken kore tarihi diziler  <-------- Tıkla



SPOILER

Dizide en sevindiğim olaylardan bir tanesi 3.prensin tahta geçtikten sonra delirmesiydi. O kadar kötü olaylardan sonra içime su serpilmişti. Tabi daha kötü olaylar olacağını bilmeden devam ediyordum diziye... Chae Ryung'un ölüm sahnesinden itibaren kendi kendime dedim ki "Tamam arkadaş ben bu bölümden itibaren ağlamaya başlayacağım." ve öyle de oldu. Doğrusu Moon Lovers'a başladığımda türünün dram olabileceği aklımın ucundan geçmemişti. Sonuçta gelecek geçmiş temalı dizilerde bu kadar dram yoktu. Senarist herkesi ters köşe yaptı.

Final bölümüne gelecek olursak, çoğu kişi her ne kadar memnun kalmamış olsa da ben çok memnun kaldım. (Sonu ayrılık olan diziler benim için daha unutulmaz oluyor nedense...) Mutlu sonla bitseydi ben bu diziyi 1 günde unuturdum ama kötü sonla bittiği için acayip etkisinde kaldım ve böylelikle unutulmazlar olarak favori listeme girdi.

En çok ağladığım sahneye gelecek olursak, Hae Soo'nun Goryeo dönemindeki tablolara bakıp geçmişi hatırlamasıydı. Bana kalırsa bu dizide ki en yoğun duygu Pişmanlık duygusuydu bence. İzleyicilere bu duyguyu çok iyi geçirdiklerini düşünüyorum.


Sucide Squad : İntihar Timi

20:55:00 0 Comments A+ a-


FİLMİN KONUSU: Devlet, dünyanın en tehlikeli takımını toplamak için hapisteki Süper Güçlü Kötü Adamları bir araya getirir. Onları en güçlü silahlarla donatıp gizemli bir suç örgütünü yenmeleri için göreve gönderirler. Ancak, bu İntihar Timi, aslında başarılı olmaları için değil de, tescilli suçları nedeniyle, eninde sonunda kaybedecekleri aşikar bir göreve çıktıklarını fark ettiklerinde ne yapacaklardır?


FRAGMAN


FİLM DEĞERLENDİRMESİ

Dc Comics'in bu sene çıkardığı Suicide Squad filmi hakkında konuşmazsak olmazdı tabi ki :)
Filme genel olarak BA-YIL-DIM ! Sadece filmin bir kaç eksiği olduğunu düşünüyorum.

Filmin Eksikleri

1- Joker'in sahnelerinin fazlasıyla kesilmiş olması.
2- Sıkıcı sahnelerin fazla uzatılması.
3- Savaşın tek bir güne sığdırılması.
4- Harley ve Joker'in aşklarının seyirciye tam olarak geçirilememesi.

Filmin Artıları

1- Oyuncuların filmdeki karakterleriyle uyumu.
2- Filmdeki müziklerin ilgi çekiciliği.





3- Yeni Joker'in bize kendini sevdirmesi.
4- Harley Quinn (Margot Robbie) sempatikliği.

The Snow Queen (Karlar Kraliçesi)

19:03:00 0 Comments A+ a-


KONUSU

17 yaşındaki Tae Woong bir matematik dahisidir, daha sonra kendisini sevecek iki insanla tanışır. Biri en iyi arkadaşı diğeri sevgilisi olacaktır. En iyi arkadaşı Kim Jeong Kyu bir yarışmada yenildiği için intihar eder. Bu zamanlarda küçük bir kızla tanışır. 25 yaşına geldiğinde Tae Woong üçüncü sınıf bir boksördür, ve yıllar önce tanıştığı Bo Ra ile tekrar karşılaşır...

BENİM YORUMUM

Diziyi dün gece ağlayarak bitirdiğim için hemen sizlere aktaramadım kusura bakmayın ^_^
Nereden başlasam inanın bilmiyorum... Bu diziyi nasıl gözden kaçırmışım kendime hayret ediyorum. Bazılarına biraz ağır işlenmiş gelebilir ama ben diziyi sevdim. Hyun Bin'in oyunculuğu her zamanki gibi harikaydı ve diğer başrol kızımız benim gözüme baya hitap etti. Bayan oyuncuyu ben bu dizide tanıdım ve hemen takibe aldım.


Ayrıca başrolün küçüklüğünü oynayan kızın oyunculuğu da fena değildi.
Gerçekten de eski dizilerin tadı bir bambaşka oluyor. (Yeni kore fanları eski dizileri pek bilmez malesef.) 

Doğrusunu söylemek gerekirse ben, eski dizileri yeni dizilere tercih eden kesimdenim. Ama bu yeni dizilere bir şans vermediğim anlamına gelmiyor tabiki. Eski diziler bitince mecbur yeni dizileri izlemek zorunda kalıyorsunuz. Yanlış anlaşılmak istemem yeni diziler kötü değil bir sürü kaliteli diziler çıkıyor ve reyting rekorları kırıyor. Sadece eski dizileri daha samimi buluyorum bana sıcacık geliyor.

Dizideki en sevdiğim OST'u paylaşmazsam olmaz....


Bazı zamanlar...

22:09:00 0 Comments A+ a-

Hayat, yaşayabildiklerimiz ve yaşayamadıklarımız kadardır. Bu hayatı istediğin gibi yaşayamıyorsan bir ölüden ne farkın kalır ki?

Sürekli bir şeylere üzülerek geçirdiğimiz şu zaman için elimize geçen hiçbir şey olmadı. Şimdi diyeceksin ki "Mutlu olunacak ne var?". Sen de haklısın ama mutluluğu kovalamak bizim elimizde. Mutluluk pat diye dibinde biten bir şey değil. Sen harekete geçmediğin müddetçe iyi şeyler ayağına gelmeyecek...

İnsanoğlu sürekli başına kötü bir olay geldiğinde kendi gücüne güvenmeyip bir başkasından yardım bekliyor. Belki önceden ben de böyleydim. Olaylar karşısında baş edemeyeceğimi düşündüm. Birisi yanımda olup bana yol gösterirse daha kolay atlatabileceğimi düşündüm ama öyle olmuyor. Ölene kadar hep birisinden yardım eli bekleyemez insan. Bu yüzden kötü şeylerle baş edebilmelisin ki bir daha başına geldiğinde o zaman daha kolay atlatacaksın emin ol. Şimdi neden bunları yazma gereği duydum? Vallahi ben de bilmiyorum. Sadece yazasım geldi işte. Belki de birileriyle tam anlamıyla konuşamadığım içindir. Bazı zamanlar geliyor ki insanın hiç tanımadığı birisiyle oturup dertleşmek isteyesi geliyor. Bunu yaparsam eğer belki daha da rahatlamış olacağım. Tabi bu sadece bir histen de ibaret de olabilir.

Bilemiyorum... Sesimi duyan birisi var mı acaba?




Yine ben !

20:34:00 0 Comments A+ a-

Biliyorum, alışkanlık haline getirdim şu ara ara ortadan kaybolma olayını. SORRY ^_^
Ama yazacağım yazılarla telafi etmeye çalışacağım bu aradan geçen zamanı. Hazır yaz mevsimi de bize merhaba demişken ortaya güzel konular çıkacaktır. Takipte kalınız.



Konumuza gelelim en iyisi.

Bir insan kısa bir süre içerisinde ne kadar değişebilir hiç merak ettiniz mi? 
Bana göre şunu söylemek mümkündür: Hayatta çekilen acının büyüklüğüyle bir insanın değişme hızı doğru orantılıdır. Ayrıca acının insanı olgunlaştırdığına da inananlardanım. Bu yüzden düşünme şekliniz,olaylara bakış açınız ve insanlara yaklaşımınız birden değişiveriyor. Sizi adeta farklı birisi yapıyor. Özellikle insanlara yaklaşımınızda karşı tarafa bir duvar örmeye başlıyorsunuz. Yeni insanları tanımaktan daha fazla yara almaktan korkar oluyorsunuz. Hatta böyle yaparak asosyalliğe kadar gidebilirsiniz. Ne demişler "Bu hayatta kimseye çok güvenmeyeceksin arkadaş!" Yapmaz dediklerimizden çıkmadı mı zaten her şey? Hep sırtımızdan bıçaklandığımız için artık kimseye güvenemez ve duvarlarımızı indiremez olduk. Samimiyet denilen şeyi git gide yitirdik. Herkes sahteleşti o maskelerden gerçek yüzlerini göremiyoruz. Asıl paradoks olan şey ise bunlardan şikayet edip de bizimde onlara git gide benzememiz. Hatta benzemeyi bırak o sevmediğimiz şeyin bir parçası haline geliyoruz. Lakin kendimizi ne kadar soyutlarsak soyutlayalım yapacak bir şey yok. Bu hayatta bulduğunuz iyi insanları kaybetmeyin ya da iyi insanlara bir şans verin. 

Bu arada şu sıralar sürekli dinlediğim bir parça var. Sizinle paylaşmak isterim. Ayrıca çok sevdiğim Orhan Veli Kanık'ın Anlatamıyorum adlı şiirinin bir kısmı bu parçanın nakaratında var. Dinlerken daha da keyifleniyorum. 


Mor ve Ötesi - Anlatamıyorum

Aknetrent&Roaccutane&Zoretanin Hakkında

20:20:00 0 Comments A+ a-


Her sene rutin olarak cildiyenin yolunu tutmuş biri olarak sivilcelerim ve bıraktığı izlerden 9 senedir bir sonuç alamayışım yüzünden tamamen ümitsizlikle dolmuştum. Sonra benimle aynı sorundan muzdarip insanların Roaccutane adlı ilacı kullandıklarını öğrendim ve internetten bu ilaç hakkında detaylı bir bilgiye sahip oldum. İlacın çok fazla yan etkisi olduğu için (karaciğere zarar vermesi vs.) ilk başta çekindim ama bir sürü insan kullanıp memnun kaldığı için tekrardan cildiyenin yolunu tuttum. Doktor bana Aknetrent hapını yazdı. Roaccutane ile hemen hemen aynı içeriği var. Aralarındaki fark Roaccutane.ın daha bilindik ve  Aknetrent'den önce ilk piyasaya sürülmüş olmasıdır. (Tabi ondan sonra Zoretanin adı altında çıktı)

Ağustos ayının 27'sinde Aknetrent hapını kullanmaya başladım. Tabi karaciğere zarar verecek olan yiyecek ve içecekleri bıraktım (Kola gibi asitli içecekler mesela). Doktor bana hapın yanında Hametan kremini kullanmamı ve dışarı çıkarken güneşten korunmamı söyledi. Hemen gidip kendime güneş koruyucu krem aldım.

Bu hap 3. günde etkisini göstermeye başladı. Sabah kalktığımda burnumun soyulmaya başladığını gördüm. Bu kadar çabuk etki edeceğini bilmiyordum ama hızlı olması benim açımdan iyi bir şey tabi. Dudaklarımı ilk günden beri nemlendirip duruyorum. Özellikle gece uyumadan önce dudaklarıma krem sürüp yatıyorum. 5.güne geldiğimde alnımın ve çenemin de soyulduğunu gördüm. Suratım kabuklanmaya başladığı için 2-3 saatte bir yüzüme krem sürüp durdum çünkü nemlendirmeyince kötü bir görünüm oluyor malesef.

15. gün=  Alnımda daha önce hiç sivilce çıkmamasına rağmen sivilcelenmeye başladı.

17.gün= İlacın bende sinir ve stres yaptığına inanıyorum. Bu ilacı kullanacaksanız çevrenizdeki insanların biraz daha sizi alttan alması gerekiyor.

21.gün= Kolumu kaldıracak gücüm yok. Acayip halsizleştim ve sivilcelerimde küçük bir artış var ve şuan için bir iyileşme belirtisi göremediğim için biraz hayal kırıklığı başladı ne yalan söyleyeyim.

25.gün= Sivilcelerimin daha da artmasıyla büyük bir rahatsızlık hissetmeye başladım. Bazıları yara şeklinde gözüküyor ve iç sivilcelerim şişti. İlk ayımın kötü olmasını bekliyordum zaten kullanan çoğu kişi ay sonuna doğru kötüleştiğini söylemişti. Bakalım şu kötü görüntüden ne zaman kurtulacağım.

28.gün= İlaç yan etkisini göstermeye başladı. 2 gündür baş ağrım var ve sırtım sürekli kaşınıp duruyor. Ayrıca suratımı gördükçe psikolojik olarak çökmeye başladım. Bu kadar kötüleşeceğini tahmin etmemiştim doğrusu. Birkaç gün sonra üniversiteye başlayacağım ve bu görüntüyle gitme düşüncesi beni benden alıyor.

2.AY
   En zorlandığım aydı benim için. Sivilcelerim yüzünden yanaklarıma dokunamaz oldum. Hepsi kocaman büyük ve her an patlamayı bekleyen iç sivilcelerdi. Üniversiteye bu yüzle gitmek istemediğim için sürekli BB Krem sürüp okula öyle gittim. Suratım kurudukça yüzüme sürdüğüm kapatıcı, suratımda çok kötü bir görüntü oluşturuyordu. Kabuk bağlayan sivilcelerimi milletin gözüne sokuyordu resmen. Yani sürsem bir dert, sürmesem bir dertti benim için :( Şimdi 2.ayım bitti (Tabi ben de bittim) Doktora gidip 3.ay için tahlil yaptıracağım.

   Şimdi suratımdan bahsedeyim sizlere. Alnım tekrardan soyulmaya başladı. Yanaklarımdaki sivilceler tekrardan söndü hatta sabah aynaya baktığımda "Hmm şuan hiç de fena değilim" dedim. Beni en çok rahatsız eden konu 'izler'. Sivilcelerim zaten fazla yoktu, izler için bu ilacı kullanmaya başlamıştım. Ama daha 2.ayım bitti önümde daha aylarım var onlarında geçeceğini umut ediyorum. Sırtım,kollarım ve bacaklarım da yavaştan soyulmaya başladı. Sırtımdaki sivilcelerim yok oldu.

  Bu ilaçta en sevdiğim şey ise saçlarımın yağlanmaması oldu. Normalde 2-3 günde bir yağlanan saçlarım şimdi 1 hafta yıkamasam bile kuru ve temiz kalmayı başarıyor. "Düşünsenize saçlarınızı 2 hafta yıkamıyorsunuz ve hala tertemiz!" İşte bu ilaç tam olarak saçlarınıza böyle bir güzellik yapıyor :D Gerçi ben haftadan haftaya yıkıyorum saçlarımı ama yıkamaya giderken bile saçlarımı yağsız ve temiz görüyorum.

   Şunu da söylemeden edemeyeceğim. İlacın yan etkilerinde intihar düşüncesi diye bir madde vardı ve özellikle bu yan etkisinden dolayı kullanmayı düşünmeyenler var hala. Ben kullanırken intihar etmeyi düşünmedim. Bunları sadece psikolojik olarak büyütüyoruz gözümüzde. Sonuçta ilaç sizin düşüncelerinizi ne kadar etkileyebilir ki? İlacı ilk kullanmaya başladığımda acaba hangi yan etkileri göreceğim diye çok fazla stres yapıp kafama taktım ve az daha depresyona giriyordum :D Aslında takmasam hiç etkilenmeyecekmişim. Yani sadece kafada bitiyor bu iş.

3.AY (Genel Özet)
  Hemen hemen 2.ayla aynı bir süreç geçirdim. Tek fark burun kanamam olmasıydı :( Soğuklarında gelmesiyle birlikte ilacında etkisi olsa gerek burnumun içi çok hassaslaştı. (Daha önce hiç burnum kanamamıştı) Kanama 1 saatten fazla durmadı çok sinir bozucu bir durumdu benim için...

4.AY(Genel Özet)
  Yanaklarıma dokunduğum zaman eskiden pütürlü pütürlü elime sivilceler gelirdi ama şimdi yanağıma dokunduğumda elime hiçbir şey gelmiyor :) Geriye sadece izlerim kaldı onuda bb krem ile çok rahat bir şekilde kapatıyorum. Suratımda bir ilerleme görünce ilaçtan daha çok memnun kalmaya başlıyorum doğrusu.. Daha 2 ayım kaldı ondan sonra iz tedavisine başlamayı düşünüyorum

İzlenmesi gereken kore tarihi diziler ^_^

14:27:00 0 Comments A+ a-

O kadar çok ki hangisinden başlayacağımı bilemediğimden kategorilere ayırmaya karar verdim. ^_^

Gerçek Ve Yaşanmış Hikayeleri Konu Alan Diziler

1.JUMONG (EFSANE PRENS) (10/10)



Bu diziyi izlemeyen ben kore dizisi izliyorum demesin. Kore tarihinin başlangıcını anlatıyor bu dizi. Savaşı,dostluğu ve hırsı adeta içinizde hissedeceksiniz.

BÖLÜM SAYISI: 81 (Gözünüzü hiç korkutmasın)

NOT: Diziyi altyazılı izlemek istiyorsanız eğer bu linkten izleyebilirsiniz. Bölüm kalitesine gelecek olursak sürekli HD izleyenler göz olarak yorulabilir ama ilk bölümden sonraki bölümlerin hd kalitesi daha iyi.

2.EMPRESS KI  (10/10)


Bu dizide çok kaliteli oyuncular var. Jumong'a göre daha fazla aşk sahneleri görebilirsiniz. 10 üzerinden 9 vermemin sebebi ise aklıma yatmayan 1-2 şeyin olmasıydı belki sizin aklınıza yatar bilemiyorum :)

BÖLÜM SAYISI:51


3.THE PRİNCESS MAN (10/9)


Dizinin sonlarına doğru çok gözyaşı döktüğüm bir dizidir kendisi.
NOT: Gerçek hayatta yaşanmış hikayelerin dizilerini bu kategoriye koydum ama hepsi tam anlamıyla (Jumong dışında) senaryo olarak %100 orjinal halinde yansıtılmamıştır ekranlara.

BÖLÜM SAYISI:24


4.JANG OK JUNG,LİVE FOR LOVE (10/10)


Dizi ilk bölümlerinden izleyiciyi çekiyor bence. Jang Ok Jung'un saf ve masum bir kızdan hırslı bir kadına dönüşme süreci gerçekten ilgi çekiciydi. Bu dizininde %100 gerçek tarihini yansıttığını düşünmüyorum yine bir oynama olmuştur muhakkak senaryoda.

BÖLÜM SAYISI:24



Günümüz Ve Tarihi Diziler 

1.QUEEN IN HYUN'S MAN (10/8)


Çok tatlış bir diziydi. Hele o kravat sahnelerine bayıldım. İzleyenler bilir o kravat bağlama amacını ^_^  10 üzerinden 8 vermemin sebebine gelecek olursak dizinin sonlarına doğru fenalık geldi. Çünkü senaristler dizinin içine sıçar gibi oldu. Finalini nasıl bağlayacaklarını merak ettim doğrusu ama neyse ki finali bir şekilde kurtardılar.

BÖLÜM SAYISI:16



2.ROOFTOP PRİNCE (10/9)


Artık bu diziyi bilmeyen ve izlemeyen yoktur herhalde :) Dizinin, sizi bir sürü farklı duyguya sokma özelliği var. Yeri geldiğinde gülüp yeri geldiğinde üzüleceğiniz kısımlar olacak. Çok fazla dizi koymaya çalıştığım için uzun uzun yazıp sizi sıkmak istemiyorum. Bu yüzden hemen diğer diziye geçelim.



3.FAITH (10/9)


Merhabalar Lee Min Ho için diziye başlayan tayfa ! Evet,bende bu diziye bu yüzden başlamıştım :) Yalnız burada dikkat çekmek istediğim bir yer var. Dizide Lee Min Ho'nun oynadığı zor sahneler vardı ve beni benden alan kısım ise Lee Min Ho bu sahneleri çekerken dublör istememiş olması. Yani tüm bu zor sahneleri kendisi oynamış. Yiğidi öldür , hakkını yeme demişler :)



Diğer Diziler

1.THE MOON THAT EMBRACES THE SUN (10/10)


İlk tarihi dizim olduğu için bu dizinin üstünde biraz durmak istiyorum açıkçası. Ben normalde tarihi dizilere karşı çok önyargılıydım. Günümüz kurgusuna alıştığım için tarih ile pek ilgilenmiyordum. Sonra sevdiğim oyuncuların tümünün bu dizide birleştiğini gördüm. Bana göre bu dizi Kim Soo Hyun'un daha çok tanındığı bir dizi tabi Dream High'dan sonrası için konuşuyorum. Başroldeki kadın oyuncusundan tutun Jong Il Woo'ya kadar rollerinin hakkını veren insanlar olduğunu düşünüyorum. Özellikle o ilk bölümlerindeki işkence sahnelerini çok iyi yansıttıklarını düşünüyorum. 

BÖLÜM SAYISI:20



2.KING'S DAUGHTER, SOO BAEK HYANG (10/11)


Nereden başlayacağımı bilmiyorum gerçekten. Beklentilerimin çook üstünde bir diziydi. Kurgusu ve oyunculuk bakımından ben bu diziye 10 üzerinden 11 veriyorum. Bu diziye korefanı olmayan ve Kore'ye karşı önyargısı olan bir arkadaşımla başladım. Doğruyu söylemek gerekirse saray kısımlarına gelene kadar o kadar heyecanla beklemedim diğer bölümleri hatta acaba yarıda bıraksam mı diye düşünmedim de değil. Bende de şöyle bir huy var başladığım şeyi güzel de olsa çirkin de olsa bitirmem lazım. Devam ettikçe uzun zamandır kore dizilerinden alamadığım o hazzı bu diziden almaya başladım. 8 senelik bir korefanı olarak çok fazla dizi izledim ve sayısı 150 ya da 200'ü geçmiştir büyük ihtimal. Her neyse çok dizi izlediğimden dolayı bir sürü kurgu bildiğim için her dizinin finalini tahmin edebilme yetisine sahip birisi oldum. Ama gel gör ki bu dizide neler olacağını kestiremedim. Finaline gelene kadar öyle bir merak duygusu sizi sarıyor ki korefanı olmayan arkadaşım bu dizi sayesinde korefanı oldu. (Daha önce izlemediği için direk ona ağır gelebilecek bir diziyi sevdi o yüzden inanamıyorum :D ) KESİNLİKLE İZLEMELİSİNİZ. İlk bölümler sizi sarmasa bile devam edin saray kısımlarına gelince zaten kendiniz devam ettirmek istiyorsunuz bölümleri.

BÖLÜM SAYISI:108 (Keşke daha fazla bölüm olsaydı)



3.BRIDAL MASK-GAKSITAL (10/10)


"Ya bu Koreliler final yapmayı bilmiyor arkadaş!" diyenlerin laflarını ağızlarına sokacak bir dizi kesinlikle. Ben böyle bir final görmedim. Koreli halkın Japonlar tarafından istilaya uğraması ve Koreli halkın isyanı en iyi böyle yansıtılabilirdi. Gerçekten kaliteli kokan bir dizi.

BÖLÜM SAYISI:24



4.WARRIOR BAEK DONG SOO (10/10)


Oyuncuları ve kurgusu gerçekten kaliteliydi. Zaten bir dizide Choi Min Soo varsa gözü kapalı izlerim o diziyi.( Adam gibi adam) Dövüş sahnelerini çok beğendim. İzlenmesi gereken bir dizi olduğunu düşünüyorum.

BÖLÜM SAYISI:29



5.GU FAMILY BOOK (10/8)


İlk 2 bölümünde beni aşka getiren bir dizidir. Suzy ve Seung Gi'yi bu dizide çok sempatik buldum. İkisini birbirine yakıştıran bir tek ben değilimdir herhalde :) Güzel,eğlenceli ve fantastik bir tarihi diziydi.


6.SUNGKYUNKWAN SCANDAL (10/8)


Eğlenceli bir diziydi. Zaten bilindik bir senaryosu var. Bir kızın, erkek gibi rol yapması ki biz böyle kurgulardan bıkmıyoruz. Nedendir bilmem ama samimi geliyor. Oyuncuların çoğu tanıdık neredeyse önümüze gelen 5 diziden 1 tanesinde illaki görüyoruz. Bu dizi için Jung Il Woo tatlılığı diyorum başka bir şey demiyorum. Sırf Jung Il Woo için bile izleyebilirsiniz.

BÖLÜM SAYISI:20


Ardımızda bıraktıklarımız

16:39:00 0 Comments A+ a-


Çok sinir bozucu bir durumdur kanımca. Bırakmasının zor olduğu kadar unutması da bir o kadar zordur. Genelde arkamızda bıraktıklarımız için bastırılmış duygularımız vardır. Nefret ise bunun en başında geleni malesef. Bu nefret ne kadar yoğun hissedilirse o kadar kötü bir hale gelir. Nefretin intikam duygunuzu tetiklediği an, bir felakete yol açabilirsiniz. Size öyle bir güç verir ki bu sizi bile yeri geldiğinde korkutabilir.

Tabi herkes böyle olacak diye bir şey yok. Ortada kalanlardan bahsedelim birazda...
Hissettikleri şey boşluktan başka bir şey değildir. Boşlukta oldukları için hissizleştiklerini söylerler genelde. Tüm gün hiçbir şey yapmadan durabilirler. Gidenlerin yerine doldurabilecek bir şey bulamadıklarını düşündükleri için umutsuzluğa kapılırlar. "Mutsuz olmak için ne güzel bir gün değil mi?"

Kendinize inanın bunlar geçecek hemde yakın bir zamanda. Aslında ne kadar şanslı olduğunuzu bilmiyorsunuz. Siz,bu acıyı tattıktan sonra daha yenilmez bir insan olacaksınız. Kimse sizi eskisi kadar üzemeyecek  çünkü artık eskisinden daha güçlüsünüz. Dediğim gibi kendinize inanın. Güzel günler yakında ^_^


Samimiyetsiz samimiyetler

20:34:00 0 Comments A+ a-


Tecrübelerimden olsa gerek, şıp diye anlaşılıyor bu insancıklar ve özellikle de beni buluyor. Mıknatıs falan mı yuttum da bu insancıkları kendime çekiyorum anlamış değilim. O kadar sahtesiniz ki çevremde sadece birinizi görsem kusasım geliyor. Resmen "hepinizden tiksiniyorum" moduna getiriyorsunuz beni. Tek kullanımlık mendil bile sizden daha çok işime yarar... Allah'ım şu günlerde o kadar çok bunaldım ki anlatamam. Bir de bunların üstüne her şey değişiyor,herkes değişiyor.

Çevremdekileri kaybetmemeye çalışıyorum ama gözümü bir açıp kapayışımla ortadan kaybolmaya ya da gözden düşmeye başlıyorlar. Kendime hep geçip giden zamanın daha iyi olduğuna inandırdım. Bu yüzden sürekli arkama bakmaktan önümdekileri ve yanımdan geçip gidenleri görmeyi reddettim. Aslında bakarsanız ben, geleceğim hakkında pek fazla plan yapmam. Bunun nedenini bilmem ama hiçbir zaman çok yaşayacağımı düşünmedim. Evet,belki de saçmalıyorum. Yarının neler getireceğini bilemeyiz. Belki de hayatımda düz giden bir şey görmediğim için şu zamana kadar, bundandır tüm ümitlerimi kaybedişim ya da hayattan vazgeçmeme ramak kalışı. Siz nasıl uygun görürseniz..