Yine ben !
Biliyorum, alışkanlık haline getirdim şu ara ara ortadan kaybolma olayını. SORRY ^_^
Ama yazacağım yazılarla telafi etmeye çalışacağım bu aradan geçen zamanı. Hazır yaz mevsimi de bize merhaba demişken ortaya güzel konular çıkacaktır. Takipte kalınız.
Konumuza gelelim en iyisi.
Bir insan kısa bir süre içerisinde ne kadar değişebilir hiç merak ettiniz mi?
Bana göre şunu söylemek mümkündür: Hayatta çekilen acının büyüklüğüyle bir insanın değişme hızı doğru orantılıdır. Ayrıca acının insanı olgunlaştırdığına da inananlardanım. Bu yüzden düşünme şekliniz,olaylara bakış açınız ve insanlara yaklaşımınız birden değişiveriyor. Sizi adeta farklı birisi yapıyor. Özellikle insanlara yaklaşımınızda karşı tarafa bir duvar örmeye başlıyorsunuz. Yeni insanları tanımaktan daha fazla yara almaktan korkar oluyorsunuz. Hatta böyle yaparak asosyalliğe kadar gidebilirsiniz. Ne demişler "Bu hayatta kimseye çok güvenmeyeceksin arkadaş!" Yapmaz dediklerimizden çıkmadı mı zaten her şey? Hep sırtımızdan bıçaklandığımız için artık kimseye güvenemez ve duvarlarımızı indiremez olduk. Samimiyet denilen şeyi git gide yitirdik. Herkes sahteleşti o maskelerden gerçek yüzlerini göremiyoruz. Asıl paradoks olan şey ise bunlardan şikayet edip de bizimde onlara git gide benzememiz. Hatta benzemeyi bırak o sevmediğimiz şeyin bir parçası haline geliyoruz. Lakin kendimizi ne kadar soyutlarsak soyutlayalım yapacak bir şey yok. Bu hayatta bulduğunuz iyi insanları kaybetmeyin ya da iyi insanlara bir şans verin.
Bu arada şu sıralar sürekli dinlediğim bir parça var. Sizinle paylaşmak isterim. Ayrıca çok sevdiğim Orhan Veli Kanık'ın Anlatamıyorum adlı şiirinin bir kısmı bu parçanın nakaratında var. Dinlerken daha da keyifleniyorum.
Mor ve Ötesi - Anlatamıyorum