Basamak

22:02:00 0 Comments A+ a-

Değişik bir ruh haline girersiniz ve uzun zaman o ruh halinden çıkamazsınız. Size oyun oynayan insanlar kafanıza o kadar yerleşmiştir ki dışarıdayken bile birilerini o insanlara benzetirsiniz. Belki ismini duyar kafanızı çevirirsiniz. Açıkçası şu an aşk acısıyla cebelleşen bir arkadaşım var. Durumu çok kötü onun iyi olmasını diliyorum çünkü bunu hak etmedi. Aslında kimse hak etmiyor ya neyse. Gülebildiği zamanlarda bir an duraksıyor ve sürekli gözleri dalıyor. Sürekli düşüncelere dalıyor. Dışarıya mutlu pozu vermeye çalışıyor. Peki ne için? Mutsuz pozu verse ne olur ki? İnsanlar onu mutluyken kabul ederken mutsuzken etmez mi ya da kendisini mi kandırıyor kendisine söyleyemediği gerçekler mi var ? Belki de böyle daha iyi hissediyordur bilemiyorum. Her insanda aşk acısı farklıdır. Benimde kendime itiraf edemediğim şeyler var ama büyük bir yol katettim. Mantığımın ön plana çıkmasını sağladım ve böylece daha az üzülüyorum. En azından gülerken daha içten olabiliyorum. Daha az anımsıyorum bazı şeyleri ve bu hayatı daha yaşanılabilir kılıyor. Tabi her şeyi tam olarak silemezsiniz. Arada aklınıza gelir ama o anılara gülümseyerek bakmak gerektiğine inanıyorum. Nefret söylemlerinden her zaman nefret etmişimdir tabi bazılarına cuk diye oturur o ayrı ama kendimi hep alıkoyarım bundan. Umarım mutlu olursunuz. Bizi üzenler umarım yaptığınıza değmiştir. Her insan bir basamaktır. Aslında onlar için bir basamak görevi gördük. Hayatta ya bir basamak olarak kalmaya devam edeceğiz ya da o basamakları çıkacağız. Basamak olan insanlar diğer insanların üstüne basıp geçmekten korktuğu için basamak olarak kalırlar ve ezilmeye mahkumdurlar. Biz sizi yine de seveceğiz. Bizi kırdınız ama içimizde ne bir kin ne bir nefret var. Bu yüzden herkes mutlu olur umarım :)


Kore Tv Show Programları

21:47:00 0 Comments A+ a-

-ROOMMATE-


Aslında bildiğiniz BBG evi gibi bir şey. Ama bu versiyonu çok hoş. Şu an 2.sezondayım ve 1.sezona göre çok daha eğlenceli kişiler gelmiş bence... Favorim G.O.D'da ki yaşlı adam :D
Konusuna gelirsek birbirini daha önce görmemiş 11 ünlünün aynı çatı altında yaşamasını anlatıyor.Yukarıdaki resimdeki kişilerin hepsi 1.sezonda vardı. Sonradan 2.sezona renkli kişilikler katılmaya başladı ve iyi de oldu bence.Aşağıdaki resimde olan kişiler 2.sezona nakil olanlar.


-RUNNİNG MAN-


Allah'ım izlemekten en keyif aldığım program! Ne zaman canım sıkılsa bunu açıyorum ve keyfim yerine geliyor. Keşke 1.bölümünden türkçe altyazılısını koysalardı ama yanılmıyorsam 90.bölümden çeviriler başlamıştı ve şuan hala devam etmekte en son 218.bölümü çevirisiyle geldi. Aslında çok bir şey kaçırmıyorsunuz. Daha ilk bölümü bile yok direk 90.bölümden başlıyor diye ön yargıya kapılmayın derim.

-ABNORMAL SUMMİT-


Aslında daha önce bahsetmiştim bu programdan önceki kayıtlarımda olacaktır. 
KONUSU: Abnormal Summit, Türkiye Temsilci olarak Enes Kaya’nın da aralarında bulunduğu 11 farklı ülke temsilcisinin, her hafta farklı bir gündem maddesi belirlenerek karşılıklı tartıştığı bir Kore show programıdır.Açıkçası çok yararlı buluyorum ben bu programı.Favorilerim ise 2 Daniel kikiki :D

-STRONG HEART-


En güçlü kalbi bulalım bakalım :) Ünlülerin hayat hikayelerini, komik anılarını ya da sizi ekran karşısında kendinizi ağlarken bulabileceğiniz sorunlarını dinlerken bulabilirsiniz. Tabi fazla izleyicisi yok bu programın. Çünkü buraya çıkan her ünlüyü tanıyan yok ama bu bir fırsat değil mi onları tanımak için?

İnsan unutmak için sevmez ki...

14:41:00 0 Comments A+ a-

Nedense istediğim çoğu şey istediğim gibi olmadı. Ya hayatın bana oynadığı bir oyun bu ya da benim olmayacak şeyleri istememdendir tüm bu olanlar. 


Yağmur

22:55:00 0 Comments A+ a-

Yağmurla ilgili bir sürü şey yazılabilirmiş gibi değil mi? Çok ilginç. Aslında pek yazasım yoktu. Daha doğrusu aklımda beliren bir fikir ya da konu yoktu. Sonra pencereden dışarı bakayım dedim. Yağmurun yağışı izledim 5 dk kadar. O an hiç bir şey düşünemedim. Sanki kafamdaki düşünceler, yağmur damlalarına karışıp yerdeki su birikintisine gidiyormuş gibi hissettim. Kafam boşaldı resmen. O birikinti yağmur dindikten sonra kuruyup gidecek değil mi olması gereken bu.


Hayat ve dostluk

20:58:00 0 Comments A+ a-

Hayat denilince aklınıza ne geliyor ya da dost denilince? Açıkçası hayat hakkında pek bir bilgim yok. Hayatı tam olarak yaşamadım. Bunu belki 10 yıl sonra hatta 20 yıl sonra da diyebilirim. Sizce neden böyle hiç düşündünüz mü? Hayatı yaşanılabilir kılan şeyler ne ki? Bir umut? Bir aşk? Para?

Hayatın iyi ya da kötü yanlarının hepsini görmedim ama hayatın kötü yanlarını gördüğümde umudumu kaybettim,yıkıldım,kendimden uzaklaştım. O zamanlar şöyle düşünüyordum. Hayatımın kendi hayatım olmadığını, sanki kendi hayatımın yan karakterini oynuyormuşum gibi hissediyordum.

Böyle zamanlarda insan sığınacak,dertlerini paylaşacak birilerine ihtiyaç duyuyor. Onlardan küçük bir soru bekliyorsunuz. "Nasılsın?" Aslında o küçücük soru sizin önemsendiğinizi merak edildiğinizi anlatır.O çok dolmuş duygularınızın kilidini bile açabilir. Belki öylesine de denilmiş olabilir ama sizi yine de az da olsa iyi hissettirir.

Eğer gerçek bir dostunuz varsa onu kaybetmeyin. Yeri geldiğinde sizin arkanızda durur,yeri geldiğinde sizin iyiliğiniz için önünüzde durur. Birlikte eğlendiğiniz,ağlaştığınız,mutlu olup üzüldüğünüz ve aynı şeyleri düşündüğünüz kişidir o. Eğer bir dostunuz varsa çok şanslısınız.

Ağladığınız zaman...

13:41:00 0 Comments A+ a-


Yazar NotuBu resmi gördükten sonra aklıma şu geldi. Ya şu an ağlayan birisi varsa? Resimdeki yazıyı göremeyecek bile.

Yeni Başlangıç !

13:23:00 0 Comments A+ a-

Evet, aslında bu yeni bir başlangıç mı bilmiyorum. Bence takıldığımız yerden bildiğimiz başka bir soruya geçiyoruz ve bu soruyu atlıyoruz. Asıl sorun şu ki aklımız o çözemediğimiz önceki soruda kalıyor ve stres yapıyoruz. Ya o soruyu tamamen görmezden geleceğiz ya da geri dönüp o soruyla uğraşırken diğer bildiğimiz soruları yapmaya zamanımız yetmeyecek. Tabi bir seçenek daha var. O da "keşke" kısmına giriyor. Daha önceden böyle bir soruyla karşılaşacağımızı gözümüze kestirip ona göre çalışmalıydık belki de... Ama nereden bilebiliriz ki değil mi? Hayat sürprizlerle doludur. Öncelikle keşkeler yaşamamanız için size birkaç tavsiye vermek istiyorum.
1-Önyargılı insanlardan uzak durun.
Onlar denemez. Korkar ve kaçarlar. Sizi üzerler hem de çok ama yine de seversiniz... Bu yüzden tehlikelidir.
2-Yalnız insanlar (bu size kalmış)
Burası açıkçası size kalmış. Sizi baş tacı da edebilir, yerin dibine de sokabilir. Çünkü kaybedecek bir şeyim yok nasıl olsa düşüncesi vardır. Siz onların yanında olmak onlara destek olmak istersiniz fakat bağlanmaktan korkarlar. Onların zincirlerini kırabileceğinizi düşünüyorsanız deneyin derim. Ben denedim. Bir şeyleri değiştirmek istedim ama olmadı malesef.
3-Dengesiz insanlar
Uzak dur ! Koş uzaklaş !


Günün şarkısı

21:27:00 0 Comments A+ a-


Lucia-Days

İzlenmesi gereken uzak doğu dizileri !

22:56:00 0 Comments A+ a-

Dram denilince benim aklıma ilk Güney Kore geliyor. Seyirciyi etkileme konusunda cidden çok başarılı buluyorum ben Güney Korelileri.Şimdi sizlere ilk 3'üme girmeyi başaran dizileri yazmak istiyorum.

1-Winter Sonata


İlk göz ağrım ve bu yüzden de bende önemli bir yeri vardır... Açıkçası ilk izlediğimde dilleri bana çok tuhaf gelmişti pek alışamamıştım. Bir de eski yapım bir diziydi görüntü kalitesi pek net gelmiyordu bana. Bu yüzden ilk birkaç bölüm izlerken zorlanmıştım ama şimdi iyi ki izlemişim diyorum çünkü yavaş yavaş içinize işliyor dizi. 

2-A love to kill


Başrol karakterlerine ölüp bittiğim ve finaliyle beni fazlasıyla şaşırtan acayip güzel bir dizi. Nasıl bir intikam böyle acı veren bir aşka dönüşür ? Oğlanın kızdan bu şekilde intikam almasının sonuçları nasıl bu kadar ağır olabilir ? 

3-I'm Sorry I love You


Ve iyi kız kötü adama aşık olur... Kafasında bir kurşunla yaşayan ve ne kadar ömrünün kaldığını bilmeden hayatını intikam almaya adamış bir adam. 

Boş

22:04:00 0 Comments A+ a-

Neden içimizde olan şeyleri dışa yansıtamıyoruz ?
Neden farklı bir kişiliğe bürünüyoruz ?
Neden aslında yapmadığımız ama öyle göstermek istediğimiz şeyleri yapıyoruz ? 

Her şeyi zorlaştırıyoruz. Sadece uzaktan bakmakla yetinmek zorunda kalıyoruz yanına gitmek dururken. Sanki yeteri kadar acı çekilmemiş gibi.... 




İşte öyle bir şey...

19:46:00 0 Comments A+ a-

Hiç kimseyi anlamak istemiyorum artık. Onlar yorgun,onlar üzgün,onlar mutlu,onlar onlar onlar.... Nedir bu Allah aşkına? Neden hep alttan alan taraf ben olmalıyım? Neden şu anda konuşmak istediğim insan ya da insanlar ortalıkta yok ! Tabi ya ben üzülmem ne yaşadım ki? Hep, onların sorunları var. Ben insan değilim ya benim duygularım yok tabi. Sanki korkmuyorum ya da yalnız değilim. Her şeyi içime atmaktan bıktım. Ben de yorgunum ve artık sizi dinlemek istemiyorum. Sebeplerinizi ya da başka bir şeyinizi... Çünkü şu anda yanımda değilsiniz!


Dengesiz

19:42:00 0 Comments A+ a-

Şu sıralar dengesiz ruh halim fazlasıyla ön planda. Bazen baş edemiyorum :(


Gerçekten ??

19:17:00 0 Comments A+ a-


İntihar odası

01:53:00 0 Comments A+ a-

Eveet gelelim filmimizin tanıtımına. Filmi dün izledim. Eğer bu filmde kendinizden bir parça görüyorsanız psikolojinizin bozulma ihtimali yüksek. Tabi baştan sona kendimi gördüğüm söylenemez çoğu yeri benim aklıma ve mantığıma uymadı. Neyse gelelim Dominik'e (İsmi çok tuhaf dimi) 

Filmin konusu
Dominik normal bir lise öğrencisidir. Birçok arkadaşı, güzel bir kız arkadaşı ve zengin bir ailesi vardır. Ama bir gün arkadaşlarından birinin masum bir öpücüğüne kapılır ve hayat onun için bambaşka bir hal alır. İntihar Odası'ndan haberdar olmasıyla birlikte Dominik'in zamanla bilgisayarın başında geçirdiği süre artar. Yavaş yavaş arkadaşlarını ve çevresini kaybetmeye başlamıştır.


Çocuğumuz normal hayatından sorunlu, psikopat, asosyal bir genç haline dönüşüyor. İnternetin günümüz gençlerinde ne kadar kötü bir etki yarattığını anlatan en iyi filmlerden biri diye düşünüyorum bence bu filmleri ailelerin izlemesi gerekiyor. Kendi çocuklarına vakit ayıramayan ebeveynler yüzünden gençler internete kapılıp gitmiş durumda. Orada kendilerine ayrı bir dünya kuruyorlar ve mutlu olduklarını sanıyorlar halbuki dışarıya açılıp gerçekleri görmeleri gerek. Filmi ilk başta izlerken klasik ergen filmi diye düşünmüştüm ama filmin sonunda donup kalıyorsunuz. Filmin etkisi öyle aniden olmuyor "Aman bu ne ya" diyorsunuz ama diğer gün aklınızın bir köşesinde kalıyor. Filmi sürekli hatırlıyorsunuz. İzlediğim en değişik filmlerden biriydi. 




Peki...

02:51:00 0 Comments A+ a-


Aile sorunsalı

14:21:00 0 Comments A+ a-

Her ailenin olmazsa olmazıdır. Bu sorunlar sizi de etkiler tabi ister istemez. Artık ortada kalmaktan bıkmışsınızdır ve olduğunuz kişiden bambaşka bir kişiye dönüşmüşsünüzdür.  Ya çok kavgacı olursunuz ya da çok sessiz, içine saklayan tiplerden... Büyükler nerede duracaklarını bilmiyorlar, kendilerini fazlasıyla kaptırıyorlar. Onlarda sabır falan yok, bizde yani bu ortada kalanlarda var asıl.

Bizi düşünmüyorlar ne yazık ki. Hele anne baba ayrıysa o daha da zor, kavgaları biter sanırsınız ama o kavgalar asla bitmez. Zamanı geriye almak istersiniz. Susarsınız. Sadece susmak istersiniz. Dışarısı zaten gürültülü değil mi? Kendi sesinizi bile duymak istemezsiniz. Bu sorunlar seni duygusuz-ruhsuz bir manyağa dönüştürür. Ailenizle olan diyaloglarınız git gide kısalır. Duymak istemediğimiz için onları dinlememeye başlarız. Çünkü işin sonu hep bir bağırışla biter.

-Beni duymamazlıktan gelme ! 
-Bu huyundan nefret ediyorum !
-Biraz kılını kıpırdat !

Üzgünüm. Ben sizin gürültünüzü  duymak istemezken artık alışkanlık haline geldi şimdi de aynı şekilde devam edeceğim. Oluşturduğunuz soğuk kişilikten bu kadar nefret etmeyin. Sonuçta siz böyle istediniz.


Hayaller mi ? Gerçekler mi ?

15:32:00 0 Comments A+ a-


Sizce bir insan hayallerinin peşinden mi gitmeli yoksa daha gerçekçi davranıp kendi imkanlarının el verdiği şeyi mi yapmalı ? Eğer bana soracak olursanız ikisi de bazı yönlerden bana mantıklı geliyor. Tabi ikisinden birisi benim için daha çok ağır basıyor o da hayaller...

Çok geçmeden hayallerin gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Yaşlandıkça sorumluluklarımız artıyor. Omzunuzda fazla yük yokken o hayali gerçekleştirin derim. Düşünsenize evlenmişsiniz, çocuğunuz olmuş ve sen kalkıp kocana/karına "Ben hayallerimi gerçekleştirip geliyorum" diyorsunuz. Bence bu çok sorumsuzca bir davranış olur. Bir de tek bir hayale takılıp kalmanın da dezavantajları var. Sen o hayal için çabalayıp duruyorsun ama o hayalini gerçekleştirdiğin için artık hayal olarak kalmıyor ve boşlukta hissediyorsunuz amacınız yokmuş gibi. O yüzden birden çok hayaliniz olsun ve bunu yaşamınızın sonuna kadar yayın derim ;)


Amaçsız olmak...

20:13:00 0 Comments A+ a-

Amaçsız olmak ya da umudu kesmek bence bir hastalık ve bu hastalığı zaman zaman herkes yaşıyor. Kendinizi, benliğinizi yavaş yavaş kaybettiğinizi düşünmüyor musunuz ? Böyle durumlarda kendinizi motive edecek bir söz bulmanızı öneririm. Eğer yoksa şimdi düşünmeye ne dersiniz ? Hadi düşünün o sihirli kelimeleri ya da cümleleri... Bu durumda olanlar umarım çabucak iyileşir :) Mutlu güzel günler yaşamanızı umuyorum, hayatınızın amacını bulma ve umutla dolma dileğiyle ^_^  Fighting !! 




Güçlü kalın bunu başabilirsiniz sadece kendinize inanın !

Divergent (Uyumsuz)

14:51:00 0 Comments A+ a-


Film Hakkındaki Görüşlerim

Filmi bugün izleme şansım oldu. Tek kelimeyle müthişti ! Uzun zamandır bilim kurgu-aksiyon filmleri izlemiyordum. Hepsi birbirinin aynı ve artık sıkıcılaşmıştı benim için ta ki bu filme denk gelene kadar ;) Eğer izlemediyseniz filme abanın diyorum :D Size izlediğim sitenin linkini veriyorum. İzlemek için Tıkla

Maske

00:33:00 0 Comments A+ a-



'Maskeni insanlar yaratır,

sen takarsın.
Hepsi bu.'



Paul Auster.

Super Junior - MAMACITA

17:40:00 0 Comments A+ a-


Çok eğlenceli bir klip olmuş :D Şarkı zaten müthiş Ay aya aya ya !

Pinhani - Hiç kimseyim

17:34:00 0 Comments A+ a-


Şarkı Sözleri


Yağmur her yağdığında akardım yola

Evim bu geçidin altında bakardım insanlara
Geçip gider içimden rengarenk arabalar
Ama hiç kimse dönüp bakmaz beni yok sayar
Bir gün ölür gidersem kaza kurşunuyla
Beni vuran her kimse çıkar birkaç yıl sonra
Oysa ben hiç kimseyim hiç olmadım
Bir hastanede kadavrayım hiç ölmedim
Bir dünya varsa ve ben orada yoksam
Ben neredeyim…
Ben de çok sevdim benim de var kalbim
Vurun beni… Soyun beni
Kesin beni… Çözün beni
Gerçekten…
Yağmur her yağdığında akardım yola
Evim bu geçidin altında bakardım insanlara
 

Abnormal Summit

22:11:00 0 Comments A+ a-


Şu an Kore'de yayınlanan bir tartışma programıdır.11 farklı ülke temsilcisi her hafta gelip gündem konularını tartışıyorlar. Bizim ülkeyi Enes Kaya temsil ediyor ve gerçekten de hakkıyla tanıtıyor. Ülkemize de laf getirtmiyor sivri dili sayesinde... Abnormal Summit'i, Youtube'da Sinem Yıldız'ın parça parça çevirdiği videolardan izliyordum. Videonun altına tam bölüm çevirip çeviremeyeceğini sordum. O da meşgul olduğu için tam bölüm çeviremeyeceğini dile getirdi parça parça izlemeye devam edeceğiz derken Koreantürk sitesi sesimizi duymuş gibi 1.bölümden itibaren çevirmeye başladı :)

Enes Kaya

Açıkçası izlemenizi tavsiye ederim gündem konularını bir sürü yabancı insandan dinlemek gerçekten keyifli. Hatta dikkatimi çeken şey 1.bölümdeki tartışma konusunda Amerika temsilcisinin görüşleri bana fazlasıyla yakın geldi. Türk kafa yapısına uyan mantıklı cümleler kuruyordu ve bu da beni hayrete düşürdü. Bir Amerikalının öyle düşünmesi garibime gitti ve ön yargılarımı fazlasıyla yıktı.

Alttaki linke tıklarsanız 1.bölümü izleyebilirsiniz.



Edith Piaf - Non, Je ne regrette rien

18:08:00 0 Comments A+ a-


Türkçe Şarkı sözleri

Hayır, Hiçbir şeyden Üzgün Değilim 
Hayır, kesinlikle hiçbir şeyden 
Hayır, hiçbir şeyden üzgün değilim 
Ne bana yapılan iyilikten 
Ne de kötülükten; hepsi aynı şey ! 

Hayır, kesinlikle hiçbir şeyden 
Hayır, hiçbir şeyden üzgün değilim 
Ödendi, süpürüldü, unutuldu 
Geçmiş umrumda değil ! 

Hatıralarımla 
Ateşi yaktım 
Gamlarım, keyiflerim 
Artık onlara ihtiyacım yok ! 

Aşklarımı süpürdüm 
Ve onların getirdiği dertleri 
Sonsuza dek süpürülmüş 
Sil baştan başlayacağım 

Hayır, kesinlikle hiçbir şeyden 
Hayır, hiçbir şeyden üzgün değilim 
Ne bana yapılan iyilikten 
Ne de kötülükten; hepsi aynı şey ! 

Hayır, kesinlikle hiçbir şeyden 
Hayır, hiçbir şeyden üzgün değilim 
Çünkü hayatım, çünkü sevinçlerim 
Bugün, senle başlıyor


Orijinal Sözleri

Non, je ne regrette rien 

Non, rien de rien 

Non, je ne regrette rien 
Ni le bien qu'on m'a fait 
Ni le mal; tout ça m'est bien égal ! 

Non, rien de rien 
Non, je ne regrette rien 
C'est payé, balayé, oublié 
Je me fous du passé ! 

Avec mes souvenirs 
J'ai allumé le feu 
Mes chagrins, mes plaisirs 
Je n'ai plus besoin d'eux ! 

Balayées les amours 
Et tous leurs trémolos 
Balayés pour toujours 
Je repars à zéro 

Non, rien de rien 
Non, je ne regrette rien 
Ni le bien qu'on m'a fait 
Ni le mal; tout ça m'est bien égal ! 

Non, rien de rien 
Non, je ne regrette rien

Car ma vie, car mes joies 

Aujourd'hui, ça commence avec toi 

Söyleyemediklerim...

15:39:00 0 Comments A+ a-


İçimde farklı kişilikler, farklı benler var.

Birinci ben,kendini hep geri çeken,sınırları aşmamaya çalışan,bazen fazlasıyla utangaç ve sessiz,yara almaktan korkan birisi tamamen zavallı gözüküyor.

İkinci ben,çok konuşkan hayattan sürekli ders çıkarma peşinde,umutların ve hayallerin her zaman gerçekleşeceğini düşünen, hayata bağlı, insanları seven birisi.
Ruh halime göre sürekli bu iki karakter arası geçiş yapıyormuşum gibi hissediyorum.

Bazen insanları kırdığımı düşünüyorum,bana doğru gelen yanlışlar yüzünden. Bu yüzden kendimi geri çekiyorum. Uzaklaştırmaya çalışıyorum. Umarım benden fazla nefret etmezler. Ama bunları yapmamın sebebi sadece benden kaynaklı değil. Karşı tarafın beni deneme tahtası gibi kullanması beni de yıpratıyor ve beni üzdüklerinin farkında değiller sadece nefret söylemleri yaparak rahatlıyorlar ama ben onlara kötü söz söyleyemem nefret edemem. Yapmak istesem de yapamıyorum. 

Pollyanna'nın geri dönüş yolu :)

20:50:00 0 Comments A+ a-

Hani demiştim ya kötü ruh hali diye. Ona bir güzel elveda dedim. Bir daha geri gelmez İnşallah :D
Bu yazımı Pretty Woman parçasını dinleyerek yazıyorum. Yazmam için bana ilham verdi. Gayet enerjik bir şarkı, insanın içini kıpır kıpır ediyor. Evet bu dönüş yolumda bol bol yazmayı düşünüyorum veee neredeyse blogumun görüntülenme sayısı 1000 olacak daha tanıtım yapmamama ve yeni olmasına rağmen. Bende bazı insanların ilham kaynağı olmak istiyorum doğrusu yazılarım biraz amatör olsa da daha iyisi için çalışmam gerekecek ve bu da tecrübe demek. Daha çok yazmam daha fazla anımın olması gerek. İlham perilerim beni yalnız bırakmayın ;)


Kötü ruh hali :(

20:53:00 0 Comments A+ a-


Halsizim hem de çok. İçimde bir sıkıntı var ama çözemiyorum. Sanki birisine kötü bir şey olmuş gibi hissediyorum. Birisinin gelip beni dürtmesi gerekiyor. "UYAN ! Kendine gel artık !" ve ardından başımdan aşağıya kadar soğuk su dökmesi gerekiyor kendime gelmem için. O kadar vahim bir durumdayım. Bütün günler aynı olmaya başladı. Yine depresyon belirtileri... Tam kendime geldim derken yine aynı şey oluyor. Şu yaz tatili o kadar boktan ki. Yaz tatili değil benim için hapishane gibi. Takıntılı bir deli oldum sanırsam. Bunu yazarken bile şu yanımdaki saatin tik tak sesleri o kadar rahatsız ediyor ki anlatamam. Aynı zamanda hassas oldum. Kendimi çok kötü hissediyorum. Neye üzüldüğümü bile bilmiyorum. Ergenliğe yeni girmiş gibiyim sanki. Umarım yakında düzelirim. Kurtulmak istiyorum bu ruh halinden. Mutluluk bana ne zaman uğrayacaksın ?

Gerçekten dinlendirici bir ses :)

13:25:00 0 Comments A+ a-


Zeynep Doruk - Benim Hala Umudum Var

Geçmişte kalmayın,önünüze bakın !

18:33:00 0 Comments A+ a-



Kimse geçmişini satın alabilecek kadar zengin değildir.Geçmiş geri gelmez. Keşkelerle yaşamak insanı yıpratır.Geçmişi yönetemezsiniz belki ama geleceği yönetebilirsiniz. Bütün hayatınızı geriye bakarak yürüyemezsiniz. Önünüze bir engel çıktığında ve bunu göremediğinizde yere düşersiniz. Bu yüzden hep yeni şeylere tutunmalısınız. Yenilik her zaman iyidir ama fazla kaptırmamak gerek sonuçta her şeyin fazlası zarardır. Hiçbir zaman kimseye kin gütmedim ya da ne bileyim nefret etmedim. Belki gözümde insanları fazla büyütmediğim için olabilir. Kendinizi fazla kaptırmayın. Kimse kimse için ölmez. Bu zamanda artık herkes böyle, gözünüzü açın artık ! İnsanlara fazla güvenmeyin ya da kime güveneceğimizi iyi seçelim.

Her şey normal...

01:50:00 0 Comments A+ a-


Melis Danışmend - Her şey normal

Herkesin vazgeçilmeyen 1000 kerede dinlesem bıkmıyorum dediği bir parça vardır. Bu da benimkilerden...

Zamanda yolculuk yapabilseydiniz nereye gitmek isterdiniz?

15:16:00 0 Comments A+ a-

Açıkçası ben eski zamanlara gitmek isterdim aşkın değerli olduğu şimdiki gibi kolay olmayan o mektuplaşma yıllarına...  Büyüklerimizden hep duyarız artık dile pelesenk olmuştur "Eskiden böyle miydi ?". Sahi ya eskiden nasıldı ? Sadece duyduklarımız gibi miydi her şey ? Eğer gerçekten öyleyse gitmek isterdim.


Yakın bir zamanda bunun hayalini kurmuştum aslında ama ortaya komik bir şey çıktı :D Eskiler şimdiki gibi herkesle bu kadar kolay haberleşemiyordu tabi. Trip attığını düşünsene o kadar şey yazıyorsun aylarca bekliyorsun. Acaba ne yazdı diye meraktan ölüyorsun gelen cevap peki oluyor. Çıldırırdım herhalde. Ya da o kadar yazdığın şeyi karşı taraf anlamıyor aranızda geçen konuşma şu oluyor.

-Neden?
(2 ay sonra)
- Ne neden?

Değişik olurdu sadece ben mi düşünüyorum böyle? :)

My Son / Adeul / Oğlum

21:51:00 0 Comments A+ a-


Yönetmen: Jin Jang
Yapım Yılı: 2007
Süre: 109 Dakika
Dil: Korece
Ülke: Güney Kore
Tür: Dram
Görüntü: Renkli
Senaryo: Jin Jang
Yapımcılar: Jin-yeong Kim
Nam-ı Diğer: A Day with My Son /My Son
Vizyon Tarihi: 30 Nisan 2007

Konu: Bu film parmaklıkların ardında yapayalnız olan bir adamı anlatmaktadır... Cinayet suçundan içeriye girmiş olan bu adam, devletten çıkan bir günlük af sayesinde uzun zamandır görmediği oğluyla buluşacak ve tüm gününü onunla birlikte geçirecektir.  15 yıldan beri oğlunu gördüğü ilk ve tek gün olacaktır. O gün içinde onu ne kadar çok sevdiğini anlatacak ve onun bütün söylediklerine ortak olacaktır...

Film Hakkındaki Yorumum :

Filmi dün izledim konusu baya değişik ve ilginç gelmişti bana. Türü dram olmasına rağmen filmin ortalarında baba ile oğlun konuşmaları beni güldürmüştü. "Bana BABA dedin .. Demedim... Ne zaman dedim..." Bu tarz konuşmalar vardı filmde. Filmdeki gerçeği asla tahmin edemezsiniz. Gerçeği öğrendiğimde şok oldum. Filmin sonu güzeldi beğendim. Oyuncuları zaten tanıyorum. Bu adamın oynadığı filmler/diziler hiç vasat olmadı olmazda.

Fısıltı Serisi

11:51:00 0 Comments A+ a-


Kitabın ana kahramanı olan Nora Grey hayat planlarında aşka yer vermeyen biridir. Fakat Patch ile karşılaşması ile birlikte bu planı dahil tüm planları alt üst olur. Patch’in gülüşü ve bakışı Nora’yı baştan çıkartmaya yeter fakat Patch güzel bir gülüş ve bakışlardan daha fazlasıdır. 

Nora gelecek vadeden bir lise öğrencisidir ve önünde üniversite için burs imkanları sıralanmıştır. Başarılı öğrencilik hayatını bir aşk ile heba etmek istemez ve tamamen geleceğine odaklanır. Fakat bir gün biyoloji dersinde Patch ile birlikte çalışması gerekir. Patch’in sıcaklığı Nora’yı etkiler fakat daha sonra onun bir melek olduğunu öğrenir.

Patch günahkar bir melektir ve insan olmak istemektedir. Nora bunu öğrendiğinde ne yapacağını bilmez fakat aşkından da vazgeçemez. Kendisini bir anda tehlikeli bir ortamda bulur. 

Fısıltı okurlarına korku ve gerilim dolu bir aşk hikayesi sunuyor. Fantastik konusu ile de okurlarını hayal dünyalarına derinliklerine götürüyor. Filmi yapılması planlanan serinin ilk kitabı oldukça etkileyici.

Serinin Devamı Olan Kitaplar

2-Çığlık

3-Sessizlik

4-Final

Film Tanıtımı : Keith

11:43:00 0 Comments A+ a-


Konusu

Keith bazı şeyleri eksik yaşamış ama daha fazlasını isteyen bir çocuk.Başlarda öyle görünse de aslında öyle değil.İstediğine sahip olabilen ama sonuçlanacağını bildiği için buna cesaret edemeyen birisi..
Natalie ise her şeyi yeterli yaşamış,bir çok şeye sahip daha fazlasına ihtiyaç duymayan birisi. Natalie'nin hayatına Keith girdikten sonra her şey ikisi içinde zorlaşır.

Benim Yorumum

A walk to remember tadında güzel bir filmdi. Açıkçası çoğu kişi filmin sonunu beğenmemiş ama bence tam oturmuş finali diyorum. Keith'in içindeki bilinmezlik, başrol kızımızın kafasını sürekli karıştırıp duruyordu. Keith'i çözmek gerçekten zor olmasına rağmen Natalie bence duyguları sayesinde Keith'i anladı.

Fragman



En iyi yarışma programı : Running Man !

03:33:00 0 Comments A+ a-


Her bölümünü keyifle izliyorum. Gerçekten G. Koreliler bu işi biliyor. Dizileri, müzikleri , programları her şeyleri mi güzel olur ya? Adamlar yapmasını biliyor. Bence herkesin bu programı izlemesi gerekiyor izlemeyen çok şey kaçırır benden söylemesi :) Karakterleri başka bir zaman tek tek tanıtmak istiyorum. Böyle üstün körü geçmek haksızlık olur Running Man için...